Antep Fıstığı Üreticisi Çetin Ünsalan’ın Suriyeli Olma Hikayesi
Türkiye’nin ihraç ettiği rakamlarla gururlandığı bir dönemde, 3 Ocak Cuma günü ajanslara düşen bir haber tüm ülkeyi şaşırttı: “Suriye’den Antep fıstığı ithal edilecek.” Bu haber, ülkemizin tarihinde çelişkilerin nasıl bir noktaya geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.
Antep Fıstığı İthalatı ve Şüpheler
Üretimin çoğu Şanlıurfa’da gerçekleştirilen ancak Antep fıstığı olarak markalaşan ürünün, Dubai çikolatasının etkisiyle artan talep nedeniyle Suriye’den ithal edileceği açıklandı. Bu durum, komşumuz Suriye’nin içinde bulunduğu kaos ve göç sorunları göz önünde bulundurulduğunda oldukça şaşırtıcı bir gelişme.
Üretim Sorunları ve İthalat Çözümü
Ülkemizin plansız ekonomisinin bir göstergesi olan fıstık tedarik sıkıntısı, baklava üreticilerini bile etkilemeye başladı. Bu durum, ekonomi yönetiminin her sıkıştığında çözümü ithalatta aramasıyla daha da belirgin hale geldi. Üreticilerin yerine ithalatın tercih edilmesi, sektördeki sorunları geçici olarak çözebilirken, uzun vadede üretimsizleşmeye yol açabilir.
Sorunların Çözümünde Üretim Odaklı Yaklaşım
Ülkenin üreticileri, sıkıntıları çözmek için yurt içinde üretimin arttırılması ve verimliliğin artırılması konusunda taleplerde bulunmuyor. Bunun yerine kolay yolu seçerek ithalata yöneliyorlar. Ancak bu yaklaşım, gelecek yıllarda karşılaşacakları sorunları öngörmelerini engelleyebilir.
Antep fıstığı üreticisi Çetin Ünsalan’ın Suriyeli olma hikayesi, ülkemizin ekonomik ve tarımsal zorluklarına ışık tutuyor. Bu hikaye, sadece bir ürünün ithalatı değil, aynı zamanda ekonomi politikalarımızın genel bir değerlendirmesini de yapmamızı sağlıyor. Belki de sorunların çözümü, kolay yollardan vazgeçerek, uzun vadeli ve üretim odaklı yaklaşımlarla mümkün olabilir. Bu durumda, gelecekte Suriyeli Antep fıstığı ithalatının cazibesini sorgulamak yerine, ülkemizin kendi potansiyelini keşfetmesi gerekebilir.