2025-iin-dnyadaki-en-byk-risk-savalar

Üst Veri: DEF Yıllık Toplantısı Riskler Raporu 2025’e dair Dünyadaki En Büyük Tehlikeleri Açıkladı

Dünya Ekonomik Forumu’nun (DEF) her yıl düzenlediği Davos Yıllık Toplantısı öncesinde hazırlanan Küresel Riskler Raporu 2025’e dair kritik bilgiler içeriyor. Rapor, dünya çapında 900 risk uzmanı, politika yapıcıları ve sektör liderlerinin katıldığı bir ankete dayanarak uzun ve kısa vadeli küresel risklerin analiz edildiği sonuçları ortaya koyuyor.

Kısa Vadeli Riskler: Jeopolitik Gerilimler ve Dezenformasyon Öne Çıkıyor

Rapora göre, katılımcıların yüzde 23’ü bu yıl için en büyük riskin devlet temelli silahlı çatışmalar olduğunu düşünürken, aşırı hava olayları da ikinci sırada yer alıyor. Jeo-ekonomik çatışma, yanlış bilgilendirme ve dezenformasyon, toplumsal kutuplaşma, ekonomik gerileme gibi faktörler ise sıralamada kendine yer buluyor. Gelecek iki yıla ilişkin risklerde ise dezenformasyonun tekrar ilk sırada olması, ulusal ve uluslararası bölünmeleri artırarak toplumsal uyum ve yönetişime yönelik tehditleri vurguluyor.

Uzun Vadeli Tehditler: Çevresel Riskler Zirvede

Gelecek 10 yıla ilişkin uzun vadeli riskler incelendiğinde çevresel tehditlerin öne çıktığı görülüyor. Biyoçeşitlilik kaybı, ekosistemin çöküşü, doğal kaynakların azalması gibi faktörler, uzun vadeli projeksiyonlarda küresel işbirliği mekanizmalarının baskı altında olduğunu gösteriyor. Bu durum, dünyadaki orta ve büyük güçler arasındaki rekabetin arttığı ve çok taraflılığın zorlandığı bir gelecek öngörüsünü destekliyor.

Genel Değerlendirme ve Çağrı: İşbirliği ve Dayanıklılık Önemli

DEF Genel Müdürü Mirek Dusek, raporun sonuçlarına ilişkin yaptığı değerlendirmede, “Artan jeopolitik gerilimler, küresel güvenin zarar görmesi ve iklim krizi küresel sistemi zorluyor. Liderlerin önünde bir seçenek var: İşbirliği ve dayanıklılığı teşvik etmek ya da artan istikrarsızlığa karşı durmak. Riskler hiç bu kadar yüksek olmamıştı” dedi.

Bu rapor, küresel işbirliğini ve dayanıklılığı teşvik etmenin önemini vurgularken, liderlerin karar alma süreçlerinde toplumsal ve çevresel riskleri göz önünde bulundurmaları gerektiğini hatırlatıyor. Geleceğe yönelik adımların atılması için şimdi harekete geçme zamanı.

Bu yazının yazarı olarak, insanlığın karşı karşıya olduğu bu büyük riskler karşısında hepimizin üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirerek daha güvenli ve sürdürülebilir bir gelecek inşa etme potansiyelimiz olduğuna inanıyorum. Her birimizin, küresel işbirliği ve dayanıklılığı teşvik etmek adına küçük adımlar atarak büyük farklar yaratabileceğine inanıyorum. Sizce, bu konuda neler yapabiliriz? Yorumlarınızı bekliyorum.