Avrupa ve Kuzey Amerika’da Otomobil Fabrikalarının Kapanma Tehlikesi

Gartner Raporuna Göre Otomobil Fabrikaları Kapanma Tehlikesiyle Karşı Karşıya

Gartner adlı araştırma ve danışmanlık firması tarafından yayınlanan raporda, Avrupa ve Kuzey Amerika’da bulunan bazı otomobil fabrikalarının aşırı kapasite ve fiyat rekabetiyle mücadele ederken kapatılma veya satılma riski altında olduğu belirtiliyor. Bu durum, otomobil üreticilerinin karşı karşıya kaldıkları emisyon hedefleri ve ek gümrük tarifeleri gibi zorluklar nedeniyle 2025 yılında üretim kapasitelerini azaltmalarını gerektirebilir.

Gartner raporunda, Çin’in elektrikli araç (EV) sektöründe üstünlüğünü ele alarak, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki otomobil üreticilerinin bu alanda ciddi bir rekabetle karşı karşıya olduğu vurgulanıyor. Pedro Pacheco adlı Gartner Başkan Yardımcısı Analisti, siyasi ve toplumsal baskının artan rekabetle dengeleneceği yüksek maliyetli ülkelerde kapanma veya satış olasılığının daha yüksek olduğunu belirtiyor.

Uzmanlardan Endişe ve Öngörüler

Pacheco, durumu “biraz düdüklü tencereye benziyor” diyerek açıklıyor. Baskı arttıkça, otomobil üreticilerinin daha pragmatik kararlar almaya itileceğini ifade ediyor. Gartner’a göre, Çinli markaların ticaret engellerini aşmak için Avrupa’da fabrikalar satın alabileceği veya düşük maliyetli ülkelerde yeni fabrikalar açabileceği öngörülüyor.

Alman otomobil tedarikçisi Bosch’un CEO’su Stefan Hartung, Avrupa Birliği CO2 emisyon kurallarından kaynaklanan aksaklıklardan endişe duyduğunu belirtiyor. Fransız otomobil lobisi PFA’nın başkanı Luc Chatel ise Avrupa’nın elektrikli araç hedeflerine ulaşma konusunda geride olduğunu ifade ediyor.

Elektrifikasyon Yolunda Beklentiler ve Öneriler

Gartner, elektrikli araç sevkiyatlarının 2025’te genel olarak yüzde 17 artmasını bekliyor. Ayrıca, 2030 yılına kadar otomobil üreticileri tarafından pazarlanan araç modellerinin yüzde 50’sinden fazlasının elektrikli olması öngörülüyor. Pacheco, bu değişimi sağlamak için eski otomobil üreticilerinin yeni teknoloji firmalarından destek alabileceğini belirtiyor.

Sonuç olarak, Avrupa ve Kuzey Amerika’daki otomobil fabrikalarının kapanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu bu zorlu süreçte, sektördeki tüm paydaşların işbirliği ve stratejik adımlar atmaları gerekeceği vurgulanıyor. Bu değişim sürecinde, yenilik ve adaptasyon ön planda olacak gibi görünüyor.