ABD ekonomisi dördüncü çeyrekte yavaşlamaya devam ediyor, ancak iç talepteki güçlü performans Fed’in faiz indirimlerine olan ihtiyacını azaltabilir. Ticaret Bakanlığı Ekonomik Analiz Bürosu’nun GSYH tahminlerine göre, gayri safi yurtiçi hasıla dördüncü çeyrekte yıllık bazda %2,3 oranında artış gösterdi. Bu rakam, ekonomistlerin öngördüğü %2,4’lük büyüme beklentilerine yakın olsa da, üçüncü çeyreğe kıyasla bir yavaşlama olduğunu gösteriyor.
Ülke genelindeki ekonomik aktivitede meydana gelen bu yavaşlama, ABD ekonomisinin hala sağlıklı bir seviyede olduğunu kanıtlıyor. Fed Başkanı Jerome Powell, son basın toplantısında ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir ivmeyle devam ettiğini vurgulayarak, politika yapıcıların memnun olduğunu belirtti. Powell, “Direnci tüketici harcamalarıyla desteklenen GSYH’nin 2024 yılında %2’nin üzerine çıkacağını tahmin ediyoruz. Ekipman ve maddi olmayan varlıklara yapılan yatırımlar dördüncü çeyrekte bir miktar yavaşlasa da genelde güçlü bir seyir izledi” dedi.
Ekonomik büyümenin istikrarlı bir şekilde devam etmesine rağmen, Fed’in faiz oranlarındaki artışlar enflasyonu kontrol altında tutma amacı güttü. Bu durum, 2022 ve 2023 yıllarında gerçekleşen %5,25 puanlık faiz artışlarının etkisini gösteriyor. Ekonomi, politika yapıcıların hedeflediği %1,8’lik büyüme hızının oldukça üzerinde genişliyor.
Ancak, ABD ekonomisindeki bu olumlu gelişmeler, Başkan Donald Trump’ın 5 Kasım seçimlerinde zafer kazanmasının ardından bir miktar belirsizlik yarattı. Trump’ın ekonomi politikaları ve ticaret politikaları, ekonomik büyümeyi nasıl etkileyeceği konusunda dikkatle izlenmeye devam ediyor.
Ekonomideki Yavaşlama ve Fed’in Rolü
ABD ekonomisindeki yavaşlama, Fed’in faiz indirimleri konusunda nasıl bir adım atacağı konusunda endişelere yol açabilir. Güçlü iç talep, ekonomik büyümeyi desteklemeye devam ederken, Fed’in politika yapıcıları, faiz oranlarını düşürme gerekliliğini değerlendirebilir. Bu durum, piyasalarda dalgalanmalara ve yatırımcıların risk algısında değişikliklere neden olabilir.
Ekonomistler, iç talepteki güçlü performansın, Fed’in faiz indirimine olan ihtiyacı azaltabileceğini belirtiyor. Ancak, ekonomik büyümedeki yavaşlama ve enflasyonist baskılar, Fed’i faiz indirimi konusunda daha temkinli davranmaya yönlendirebilir. Bu durum, ekonomik politikaların geleceği ve piyasaların nasıl tepki vereceği konusunda belirsizlik yaratabilir.
Seçim Sonuçlarının Ekonomiye Etkisi
5 Kasım seçimlerinde Başkan Donald Trump’ın zafer kazanması, ABD ekonomisindeki gidişatı etkileyebilir. Trump’ın ekonomi politikaları ve ticaret politikaları, ekonomik büyümeyi şekillendirecek önemli faktörlerden biri olmaya devam ediyor. Seçim sonuçlarının ekonomiye olan etkisi, piyasalarda dalgalanmalara ve yatırımcıların risk algısında değişikliklere neden olabilir.
Sonuç olarak, ABD ekonomisinin dördüncü çeyrekteki performansı, hem iç talepteki güçlü performansı hem de Fed’in faiz politikalarını yakından izlemeye devam ediyor. Ekonomistler ve politika yapıcılar, ekonomik büyümenin sürdürülebilir bir ivmeyle devam etmesini sağlamak için önümüzdeki dönemde nasıl bir adım atılacağını dikkatle değerlendirecekler. ABD ekonomisinin gelecekteki seyri, hem iç hem de dış faktörlerin etkisi altında şekillenecek ve yatırımcılar için önemli bir referans noktası olmaya devam edecek.