Cezaevlerindeki Hükümlü Sayısında Patlama! Dolandırıcılık ve Hırsızlık Arttı!
Türkiye’de ceza infaz kurumlarındaki hükümlü sayısında son 12 yılda dikkat çekici bir artış yaşandı. Adalet Bakanlığı verilerine göre, hükümlü sayısı 13 katına çıktı. Bu artışın altında yatan nedenler ve toplumsal etkileri uzmanlar tarafından tartışılıyor. Özellikle uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma ile dolandırıcılık suçlarında ciddi bir yükseliş gözlemlenirken, hırsızlık suçlarında da kayda değer bir artış yaşandı. Suç oranlarındaki bu yükseliş, toplumda güvenlik ve adalet sistemine dair çeşitli tartışmaları gündeme getirdi.
TÜİK ve Adalet Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de suç oranlarında son yıllarda ciddi artışlar yaşandı. 2011-2023 yılları arasındaki verilere göre, ceza infaz kurumlarındaki hükümlü sayısı büyük bir artış gösterdi. 2011 yılında 80 bin 96 olan hükümlü sayısı, 2023 itibarıyla 1 milyon 43 bin 138 kişiye ulaştı. Bu, 12 yıl içinde yüzde 1202’lik bir artışa işaret ediyor.
Hükümlü sayısındaki bu dramatik artışın en dikkat çekici kısmı, belirli suç türlerindeki yükseliş oranları oldu. “Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanma, satın alma” suçu, yüzde 4 bin 810 oranında artarak en büyük artışı gösteren suç kategorisi oldu. Bu suçu yüzde 4 bin 801’lik artışla “dolandırıcılık” takip etti. Üçüncü sırada ise yüzde 4 bin 126 oranında bir artışla “hırsızlık” yer aldı.
Bu veriler, uyuşturucu madde kullanımı ve dolandırıcılık gibi suçların toplumda ciddi bir sorun haline geldiğini ortaya koyuyor. Uyuşturucu kullanımı ve dolandırıcılık suçlarından hüküm giyen kişi sayısı sırasıyla 48 kat, hırsızlık suçundan hüküm giyen kişi sayısı ise 41 kat arttı.
Uzmanlar, suç oranlarındaki bu hızlı artışın nedenleri üzerine kapsamlı araştırmalar yapılması gerektiğini vurguluyor. Ekonomik koşullar, eğitim eksikliği ve sosyal yapının değişimi gibi faktörlerin bu artışta etkili olabileceği belirtiliyor. Ayrıca, uyuşturucuyla mücadele ve dolandırıcılığın önlenmesi konusunda daha etkin politikaların hayata geçirilmesi gerektiği ifade ediliyor.
Adalet Bakanlığı ve diğer ilgili kurumların, suç oranlarını azaltmaya yönelik önlemleri artırması ve toplumda farkındalık oluşturacak projelere ağırlık vermesi bekleniyor. Bu çerçevede, özellikle genç nüfusu hedef alan eğitim ve rehabilitasyon programlarının önemine dikkat çekiliyor.
Enflasyon ve suç oranları arasındaki ilişki de dikkat çekici. TÜİK’in 2011’den 2023 sonuna kadar yayımladığı TÜFE endeksi verilerine göre, enflasyon oranı yüzde 918 arttı. Suç kapsamları da yıllar içinde değişti ve bu değişimlerle birlikte ortaya çıkan tablo şu şekilde şekillendi:
Dolandırıcılık ve hırsızlık, en yüksek artışı gösteren suçlar arasında yer alırken, “Yağma (Gasp)” suçunda ise 12 yılda yüzde 764 oranında bir artış yaşandı. Ekonomik suçların detaylarına bakıldığında, çek kanunlarına muhalefet, sahtecilik, zimmet, rüşvet, kaçakçılık, İcra İflas Kanunu’na muhalefet, banka ya da kredi kartlarının kötüye kullanılması ve Vergi Usul Kanunu’na ilişkin suçlar incelendiğinde, benzer bir eğilim izlendi.
Prof. Dr. Hakan Kara, enflasyonun ahlaki etkilerini vurgulayan bir açıklama yaptı. Bilkent Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Merkez Bankası eski Başekonomisti Kara, toplam hüküm giyilen suçlar arasında dolandırıcılığın artışını enflasyonla ilişkilendirerek, “Enflasyon ahlakı bozar” şeklinde bir yorumda bulunmuştu.
“Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluğun Suçluluk Oranına Etkisine Yönelik Bir Araştırma” adlı çalışmaya göre, gelir eşitsizliği ile suç arasındaki ilişki, suçla ilgili literatürde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle göreli yoksulluk teorisi bağlamında, ekonomik eşitsizlik toplumsal gerilimlere yol açarak suç oranlarını artırmaktadır. İnsanlar, daha varlıklı bireylerle karşılaştırıldıklarında kendilerini mülksüz ve dışlanmış hissederek suç işlemeye yönelebilmektedir.
Ekonomik eşitsizliğin suçu nasıl artırdığına dair yapılan araştırmalar, gelir dağılımındaki bozulmaların suç oranlarını artırdığını ortaya koymaktadır. Zengin ile fakir arasındaki farklar suç işleme olasılıklarını etkileyen en önemli faktörlerden biri haline gelmiştir.