Süper Zenginlerin Serveti Hızla Artıyor: Küresel Eşitsizlikte Yeni Bir Dönem Mi Başlıyor?

Oxfam’ın Öngörüsü: Beş Trilyoner Yaklaşıyor

Oxfam International’ın son değerlendirmesine göre, önümüzdeki on yıl içinde en az beş trilyonerin ortaya çıkması bekleniyor. Bu tahmin, geçen yıl yayınlanan raporda belirtilen bir trilyoner tahminini aştı. “Takers Not Makers” başlıklı rapor, ABD Başkanı Joe Biden’ın ultra zenginlerin güç yoğunlaşmasına ilişkin uyarılarına da dikkat çekti. Davos’taki yıllık toplantıda sunulan bu araştırma, dünya liderlerinin ve iş insanlarının eşitsizlik konusunda nasıl bir yol izleyeceğini sorgulamalarına neden oldu.

Trump ve Musk’ın Rolü: Küresel Oligarşilerin Tacındaki Mücevher

Donald Trump’ın görevden ayrılmasının ardından yükselen sesler, ultra zenginlerin ekonomik ve sosyal politikaları nasıl şekillendirdiğini sorguluyor. Oxfam International’ın yönetici direktörü Amitabh Behar, bu durumu “küresel oligarşilerin tacındaki mücevher gibi” nitelendiriyor. Milyarderlerin artık ekonomik sistemimizi belirlediği ve bu durumun eşitsizlikleri derinleştirdiği uyarısında bulunuyor.

Milyarderlerin Serveti Hızla Artıyor: 5,7 Milyar Dolar Günlük Artış

Oxfam’ın verilerine göre, milyarder serveti geçen yıl 2 trilyon dolar artarak günde yaklaşık 5,7 milyar dolar artış gösterdi. Bu hız, 2023’e göre üç kat daha fazla. Ayrıca, milyarder sayısının arttığı ve en zengin 10 kişinin servetinin günde ortalama 100 milyon dolar arttığı belirtiliyor. Bu durum, milyarderlerin servetlerinin hızla büyüdüğünü gözler önüne seriyor.

Fakirler Aynı Noktada: Yoksullukta Değişen Bir Şey Yok

Oxfam’ın verilerine göre, yoksulların durumu her geçen yıl aynı kalıyor. 1990’dan bu yana günde 6,85 dolardan az parayla yaşayan insan sayısında değişiklik olmadığı belirtiliyor. Ayrıca, milyarderlerin servetinin beşte üçünün miras, tekel gücü veya kayırma bağlantılarından geldiği vurgulanıyor. Bu durum, zengin ile fakir arasındaki uçurumun giderek büyüdüğünü gösteriyor.

Bu veriler ışığında, küresel eşitsizlik ve aşırı servetin azaltılması konusunda daha fazla adım atılması gerektiği açıkça ortaya çıkıyor. Eşitsizliklerin derinleştiği ve ultra zenginler ile fakirler arasındaki uçurumun giderek büyüdüğü bir ortamda, toplumun geleceği için nasıl bir yol izleneceği ise belirsizliğini koruyor.