Türkiye’nin Uluslararası Yatırım Pozisyonu Verileri Analizi
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Aralık 2024 dönemine ilişkin Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerini açıkladı, ve rakamlar oldukça ilgi çekici!
Aralık 2024’te, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları bir önceki çeyreğe göre yüzde 1,2 artarak 366,2 milyar dolara yükseldi. Aynı dönemde yükümlülükleri ise yüzde 1,3 azalarak 660,9 milyar dolara geriledi. Bu durumda, “Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yükümlülüklerinin farkı” olarak tanımlanan net UYP, 13,3 milyar dolar azalarak eksi 294,7 milyar dolara düştü. Portföy yatırımları ise yüzde 6,9 oranında azalarak 4 milyar dolara geriledi.
Varlıklar alt kalemlerine bakıldığında, doğrudan yatırımlar kalemi yüzde 3,5 artarak 71,2 milyar dolara yükseldi. Diğer yatırımlar kalemi ise yüzde 0,6 azalarak 135,9 milyar dolara geriledi. Rezerv varlıklar kalemi ise yüzde 2 artarak 155,2 milyar dolara ulaştı.
Yükümlülükler altında yer alan diğer yatırımlar/krediler/diğer sektörler kalemi, özel sektörün yurt dışından sağladığı uzun ve kısa vadeli kredi borcu stokunda yapılan güncellemeler sonucu 5,6 milyar dolarlık bir aşağı yönlü güncelleme yaşandı.
Doğrudan yatırımlar kalemi, BIST 100 endeksindeki artışa rağmen döviz kurlarındaki yükseliş ve borsadaki değer kayıplarının etkisiyle yüzde 4,4 oranında azalarak 181,8 milyar dolara geriledi. Portföy yatırımları ise yüzde 1,8 artarak 124,4 milyar dolara çıktı. Diğer yatırımlar ise yüzde 0,8 azalarak 354,7 milyar dolara indi. Merkez Bankasının mevduat yükümlülükleri ise yüzde 9,4 azalarak 34,8 milyar dolara geriledi.
Bu veriler, Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonunun karmaşık ve dinamik yapısını gözler önüne seriyor. Finansal piyasalardaki dalgalanmaların ve ekonomik gelişmelerin etkilerini detaylı bir şekilde analiz ederek, Türkiye’nin dış varlık ve yükümlülüklerinin dengesini gösteriyor. Bu veriler, ekonomi uzmanları ve yatırımcılar için önemli bir referans noktası olmaya devam ediyor. Sonuç olarak, Türkiye’nin uluslararası yatırım pozisyonunu anlamak, ekonomik kararlar alırken belirleyici bir faktör olmaya devam edecek.